Bütün erkekler hep güçlü kalmak zorunda mıdır? Ağlamaya, üzülmeye hiç hakları yok mudur? Ne zaman ellerinden alınmıştır bu hakları? İnsanlar doğarken eşittirler; hangi cins olursa olsun ağlamakta özgürlerdir, hatta ağlamaz ise garipsenir. Büyürken tüm çocuklarda düşe kalka, ağlaya zırlaya büyür. Ama ne oluyorsa bu erkeklere herhalde büyüdüğünde oluyor, erkekler ağlamaz hatta erkek adam ağlamaz deniliyor. Ve kim hangi ara demişse bu sözü herkesi inandırmış olacak ki gerçekten gülmek kadar doğal olan, ihtiyaç olan bu duygu belirtisini tüm erkekler kendilerine yakıştıramaz oluyor. İşin kötüsü kendileri hiç fırsatını kaçırmadan ağlayan kadınlarda inanır olmuşlar bu duruma.
Ağlamak güçsüzlük mü peki? Ağlamanın zıttı gülmekse, oda güçlülük mü yani? Yine erkeklerden devam edelim. Hangi ara ağlamayı unutturuyoruz erkeklere. Ya da biz ağlamayı unutturduğumuzu düşünüyoruz. Ama onlar bunu kendilerine yakıştırmadıkları, güçsüzlük diye adlandırdıkları için ağlamayı erteliyor, gizliyorlar gözyaşlarını, biriktiriyorlar içinde...
Bir erkeğe ağlamak yakışmıyor kadınların gözünde nedense. Ağlayan bir erkek görüldüğünde 'Karı gibi ağlıyor' diye çirkin bir benzetmeyi bir kadının ağzından bile duyarsınız. Kadını küçük gördüğünden söylemez bu sözü, kadınlar ağlayabilir 'Karı gibi' ama erkekler ağlamamalıdır onun gözünde. Bense çok insani buluyorum hatta bir özgüven belirtisi gibi geliyor bana bir erkeğin gözyaşlarını akıtabilmesi, gerçekten hissettiğinde gizlemeden. Ama toplumda kabul görmüyor bu durum her iki cinsin gözünde.
Erkek olmak... Anneni kaybettiğinde gözyaşlarını içine akıtmak. Babanı zamansız kaybettiğinde insanlardan uzaklaşmak ve onların göremeyeceğini anlayınca ağlamak. Felç geçirirken dahi kontrolünü kaybetmemek... benim en yakın tanıdığımın adamda ki tanımı. Hem de konuştursak eşitlik üzerine hepimizden fazla cümlesi vardır. Ama ezilenleri hep kadın olarak düşündüğünden erkeklerin böyle bir konuda haksızlığa uğradığını kabul etmez ya da bu ayrıntı gereksizdir onun için. Öyle öğrenmiştir, erkek olmak; güçlü kalmak, duygularını gizli tutmaktır.
Erkekler hakkında ahkam kesecek kadar adam tanımadım. Ama tanıdıklarım arasında 'Babamın ölümüne ağlamadım, hastaydı kurtuldu. Ondan sonrada hiç ağlamadım' diyen, yani ağlamayı kendilerine yakıştıramayanlar çok.
Oysa gülmek kadar güzeldir ağlamak. Öyle her zaman hüzünlenince değil sevinince de arada damlar yaşlar. Yani ağlamak hep kötü sonuçlar demek değildir. Ve yerli yersiz akmaz yaşlar, gülmek kadar basit değildir, içten değilseniz dolmaz gözleriniz, sadece bir mimik belirtisi değildir, elinizi gözünüze götürmek zorunda kalırsınız.
Genelde kadın haklarından bahsederiz, erkeklerin verdiği ve erkeklerin kullandırmadığı bir dolu hak. Gerçekten mücadele edilmedir ama sadece kadınlar için değil. Erkeklerin, güçlü olmaları ya da güçlü görünmeleri için ellerinden alınan, duygularını gösterme hakları içinde. Çünkü o zaman insan gibi yaşayacağız, ilk doğduğumuz zaman ki gibi erkek ve dişi olduğumuz sadece fiziksel olarak ayırt edilecek. Daha güçlü ya da daha güçsüz olamayacağız ağladığımızda.