Zaman geçiyordu kendince o her seferinde biraz daha kirlendiğinin farkındaydı. Bu işe başlarken namusun tanımını çok yapmıştı kendine. Etrafında onu yetiştirenlerden biliyordu koruması gereken değerli bir zarı olduğunu. Keşke çıkarıp rafa kaldırıp sonra zamanı geldiğinde yerine takabilseydi. O zaman şimdi ki durumundan daha temiz olduğunu hissederdi kesin. Yanlış anlaşılmasın hala yerindeydi her kesin istediği namusu.
Yıllardır iyi para kazanmıştı hem namusunu koruyup(!) hem de bu işi yaparak zamanla yeni kurallar koydu kendine, artık yüzünü de göstermiyordu müşterilerine. Hiç düşünmemişti karşı cinsin en az kadınlar kadar meraklı olacaklarını, geri geldiklerinde bir önceki ödedikleri paranın 3 katını veriyorlardı. Her seferinde kararlı bir şekilde sonuna kadar gitmeden kendilerini bırakmayacaklarını söz vererek geliyorlardı fakat işe başladıktan sonra benliklerini kaybedip ortalığa döküyorlardı menilerini.
Asıl sorun müşteriler değildi zaten alıp yürüyen onun lakabıydı, duyulmaya başlamıştı saygın müşterilerinin olduğu tabakada; Bakire Orospu diye. Müşterileri için takmıyordu o maskeyi, kendi yüzünü görmeye tahammülü yoktu, ama bunu onları düşündüğünden yaptığına da inandırdı onları. Ailesinin yaşadığı şehirden uzaktaydı ve ailesi böyle bir şeye hayatta inanmazdı bir de şimdilerde evlenmesi için baskı yapıyorlardı, 'sen bulamadın bari isteyenlerine git' diyorlardı. Tanıdıklarının onu sordurduğunun da farkındaydı zaten. Evlenip eşiyle yatağa girdikleri gece bozulmayan zarından akacak kan temizleyecek bütün geçmişini. Ailesine göre tertemiz kızları bir kez daha gururlandıracak onları.
Ama o sorgulamaya başladı kendini; Böyle bir işe neden girdi? Gerçekten paraya ihtiyacı var mıydı? Sıkıntılı bir günde seks in sıkıntılara iyi geldiğini görmek mi cazip geldi ona? Aşık olduğu adamın dahi namus sınırını öğrenerek bu işi bu nokta da kesmesi mi?... Bir yığın soru vardı aklında ve artık sıkılmıştı.
Zengin, saygın ortamlarda yetişmiş erkeklerin kendilerini kaybettikleri o andaki güçsüzlükleri en çok ilgisini çeken olmuştu zamanla. En önemli sorun buydu zaten onunda ilgisini çekmişti bu iş, garip bir zevk alıyordu. Tabii ki bu zevk aşık olduğu adamla yaşadıkları anlardaki temizlik, saflık, masumiyet, heyecan... içermiyordu. Zaten o hep kontrollü üzerinde olan adamların yüzüne mimiklerine bakıyordu, artık ne zaman nerelerine dokunacağında deneyimliydi, istedikleri anda orada oluyordu elleri, dudakları, belden aşağısı hariç tüm bedeni ve tam bir sevişmeden eksiksiz olarak rahatlatıyordu onları.
Şimdi başladığı yerdeydi daha öncede gelmişti bu banka ama bugün farklıydı. Başladığı gibi bitirmeliydi bu işi. Kafasında ki namus kavramı o gün nasılsa şimdi de aynı sınırda olmalı, uzun zamandır bakmadığı aynaya bakabilmeli, yaşadığı yerdeki herkesin dediği gibi namuslu kız diyebilmeli kendine, inanmalı. Ya ailesiyle konuştuğu telefonu atmalı elinden ya da iş telefonunu fırlatmalı... tek yanlı devam etmeli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder